15 Nisan 2015 Çarşamba

ŞİMDİ DEĞİŞİM ZAMANI!

Küresel ısınmanın etkilerinden mi yoksa her yaz yakına yakına güneşi mi küstürdük bilinmez ancak bu yıl kış bitmek, bahar gelmek bilmedi. Çizmelerden kurtulup sandaletlere geçemedik henüz. Daha yeni yeni güneş yüzümüze gülümsemeye başladı. Havalar da böyle güneşli ve sıcak devam ederse bahara  ilk adımımızı atmış olacağız. Tiril tiril yazlıklar için kalın kışlık kıyafetlerimizi süreceğiz dolaplarımızdan. Yazlıklar çıkacak, elenecek, yıkanacak, sıcacık günlerde giyilmek üzere dolaplara yerleştirilecek. Bu süreç bir çok kadının korkulu rüyası olsa da biraz tecrübe ve birkaç pratik çözümle altından kolayca kalkabilirsiniz.


Kışlıkları kaldırırken


Öncelikle kışlıklarınızı kaldırırken sezon boyunca kullanıp yıprattığınız, renkleri solan ya da deforme olmuş ürünlerinizi kesinlikle eleyin. Bir sonraki kış muhtemelen yerine yenilerini alacaksınız ve onlara bir daha ihtiyacınız olmayacak. Vakumlu poşetler kullanın. Hurçlara yerleştirmeye çalıştığınız o kalın kazakların bu poşetler yardımıyla ne kadar az yer kapladığını gördüğünüzde şaşıracaksınız. Olabildiği kadar az katlayın çünkü kat izleri kolay geçmez, özellikle de birkaç ay boyunca kıyafete yerleşirse. Ve en önemlisi birkaç ceket ve yağmurluğunuzu dışarıda bırakın ki olası kötü sürprizlere hazırlıklı olun.


Yazlıkları çıkarırken


Aylardır hurçlarda, sandık ya da poşetlerde beklediği için muhtemelen dolaplara yerleştirmeden evvel hepsi baştan yıkanacak. Eğer siz de benim gibi bir yapıya sahipseniz yıkama faslından çok ütü kısmını gözünüzde büyütüyor olmalısınız. Hiç gerek yok. Şehrin dört bir yanında yepyeni ütü firmaları açılmış. Bu firmalar ütülenecek ürülerinizi evinizden alıyor, ütülenip aslımış, poşetlenmiş bir halde evinize bırakıyor. Üstelik oldukça kısa bir sürede ve makul fiyatlara.


Yerleştirmeden evvel ayıklayın


Çıkardığınız kıyafetler arasında bir önceki sezon
atmanız gerekirken kıyamadığınız ve akıbetini belirlemeyi bu sezona bıraktığınız kıyafetler varsa eleyin. Muhtemelen bir daha giymeyeceksiniz.Üzerinize büyük ya da küçük gelenleri de öyle... Ya kilo alırsam ya da kilo verirsem diye yıllarca dolabımızı işgal eden kıyafetlerin bu güne kadar bana bir yarar sağladığı olmadı moralimi bozmaktan başka. Ancak asla ama asla modaya göre bir eleme yapmayın. Çünkü moda da tıpkı tarih gibi tekerrür eder. Maksimum iki yıl giymediğiniz bir parçayı dolabınızda tutmayın derler oysa ki birkaç sene evvel bu öğüde uyarak attığım bir çok kıyafetin hala yasını tutuyorum. Bu nedenle eğer yer sıkıntınız yoksa bu tarz kıyafetleriniz el altında olmasa da saklayın.


Dolap yerleştirirken


Başak burcu olmamın verdiği rahatsızlıktan dolayı bendeniz fazla detaycı olabilirim. Ancak bugüne kadar hiç zararını görmedim. Aksine işimi baya kolaylaştırdığını söyleyebilirim. Kıyafetlerinizi kategorilere ayırın, keten pantolonlarınızı bir yere, mini eteklerinizi başka bir yere, ceketlerinizi başka bir yere yerleştirin. Bluz ya da t-shirtlerinizi renklerine göre gruplamak yerine modellerine göre gruplayın. Çünkü renkleri bir araya yerleştirdiğinizde hepsini çıkarıp aralarından doğru modeli bulmak zaman alıcı bir yöntemdir. Ancak modellerine göre yerleştirdiğinizde sırtı açık modellerin arasından istediğiniz rengi çekip almanız birkaç saniye sürer.


Eksik tamamlama zamanı

Öncelikle yeni bir dolap için ne kadar para ayırabileceğinizi belirleyin. Daha sonra acil ihtiyaçlarınızın bir listesini çıkarın ki alışverişe çıkıp rengarenk, yepyeni modeller arasında gözünüz döndüğünde almanız gereken beyaz gömlek ve taba rengi saboları unutup yepyeni bir mor ayakkabı ile eve dönmeyin. Moda dergileri bu konuda size harika bir şekilde yol gösterecektir. Birkaç dergi karıştırıp beğendiğiniz modelleri işaretlemek size hem zamandan tasarruf sağlayacak, hem de harcayacağınız parayı üç aşağı beş yukarı bilmenizi sağlayacaktır.



11 Nisan 2015 Cumartesi

AYNALAR, YÜZÜNÜZÜ GÖSTERMEK İÇİN DEĞİL SADECE !

Bugün sıradan bir gün aslında ama hani bahar geldi, güneş açtı, etraf bir cıvıl cıvıl oldu ya; sizin de içinize bir neşe, bir enerji doluverdi. Dün akşam karar verdiniz bugün giyeceklerinize. Siyahları şöyle bir bakışta elediniz. Kahverengilerini de geçtiniz. Bugünün de günlerden cumartesi olmasından mütevellit o çok sevdiğiniz laci kotunuzu poponuza geçiriverdiniz. Güzel bir t-shirt, zarif bir şal, şık da bir blazer ile tamamladınız. Aynanın karşısına geçip şöyle bir boydan kendinize baktınız. Hafif de yan döndünüz, tamam. Artık bugün için hazırsınız. Öyle değil mi?




Değil işte! Sizler herhangi bir hikaye kitabındaki tek boyutlu resimler değilsiniz. İnsanlar sizi sadece en, boy, yükseklik olarak görmüyor. Dolayısı ile karşıdan nasıl gözüktüğünüz kadar yandan, çaprazdan ya da arkadan görüntünüz de önemli.

O çok beğendiğiniz kot pantolonun beli pot yapıyor mu yandan baktığınızda? Cepleri yukarıda mı, aşağıda mı? Birbirine çok mu yakın yoksa ayrık mı? Poponuz ile ilgili tüm algıyı yaratacak kriterin bu olduğuna dikkat ettiniz mi? Mini eteğinizi çekiştirerek önden vermek istediğiniz görüntüye ulaşırken arkadan poponuzun yarattığı yarım ay şeklindeki açıklığı farkettiniz mi? Giymediğiniz pantolonları minik kullanışlı şortlara çevirirken önden arkaya doğru kavisli kesip popo çizginizi saklamanız gerektiğini akıl edebildiniz mi? Son olarak da ayakkabınızın yamulmuş topukları diyorum ve daha fazla devam edemiyorum.

Tekrarlıyorum. Sizler çok boyutlusunuz. Aynaları mutlaka ama mutlaka boydan kullanın ve lütfen arkanıza bakmayı atlamayın.